100 yıllık yalan

100 yıldır yinelenen `Sansür kaldırıldı!` yalanını, bugün gazeteciler, aydınlar, demokratlar, emekçiler ve emek örgütleri egmenlerin yüzüne çarparak, Hayat`ın yayın yasağının kaldırılmasını isteyecek

Hayat Televizyonu`nun susturulmasına karşı girişimler dün de Meclis`te devam etti. Hayat Televizyonu Genel Koordinatörü İskender Bayhan, Almanya Sol Parti Milletvekili Sevim Dagdelen ve kanalın Avukatı Semih Mutlu, DTP Grubu`nda, Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal, DTP Grup Başkan Vekili Selahattin Demirtaş ve Van Milletvekili Özdal Üçer ile görüştüler. Yapılan görüşmelerde sansürün `kaldırılışının` yüzüncü yıl dönümünde yaşanan olayın düşündürücü olduğuna dikkat çekildi.

Birdal, `Herkesin kendisini bulabildiği bir kanalın karartılmış olması, yalnız Hayat`ın yöneticilerine karşı bir hukuk dışı uygulama değil, Türkiye demokrasisine ve orada kendisini bulan herkese yönelik baskı olmuştur` dedi. Bugün Meclis`te gündem dışı konuşma yapıp, konuyu TBMM`nin gündemine taşıyacağını kaydeden Birdal, `Hayat`ımızın karartılmasına izin vermeyeceğiz. Meclis`te yakın izleyicisi olacağız` diye konuştu. DTP Grup Başkan Vekili Selahattin Demirtaş`la birlikte İçişleri Bakanı ile konuyu görüştüklerini kaydeden Birdal, `İçişleri Bakanlığı`ndan böyle bir idarenin olmadığını, RTÜK üzerinden olabileceğini söylediklerini` aktardı.

Yasak kalksın

Almanya Sol Parti Milletvekili Sevim Dagdelen de kuruluşundan beri takip ettiği ve kuruluş üyesi olduğu Hayat Televizyonu`nu Almanya`da parlamenterlerin, milletvekillerinin baştan beri desteklediklerini ve şimdi de onlar adına Türkiye`de bulunduğunu söyledi.

Dagdelen, `Yarın Türkiye`de sansürün kaldırılışının yüzüncü yıl dönümü. Ama basın ve medya özgürlüğünün bütün koşullarının yerine getirildiği söyleyemeyeceğim` dedi. Almanya Parlamentosu ve eyalet milletvekilleri ile Avrupa Parlamentosu, Fransa ve Avusturya parlamentosundan milletvekilleri, çok sayıda yazar ve sendikacının `Hayat Televizyonu`na sahip çıkıyoruz, yasak kaldırılsın` başlıklı imzaladıkları metne dikkat çeken Dagdelen, yayının en acil şekilde yeniden başlaması gerektiğini söyledi.

Bir dükkan kapatılmıyor!

`Şunu anlamıyorum. Bir hukuk devletinde, kendisine hukuk devleti, demokrat diyen bir ülkede bir bakanlıktan öbür bakanlı»a gönderilmelerini, RTÜK`ten Türksat`a, Ulaştırma Bakanlığı`ndan, İçişleri Bakanlığı`na gönderilmesi… Burada bir dükkan kapatılmıyor` diyen Dagdelen, koskaca bir televizyonun kapatıldığı ve bakanların da bakanlıklarda alınan kararlardan bilgi sahibi olmaları gerektiğini hatırlattı. Almanya Büyükelçiliği ile İçişleri ve Dışişleri bakanlıklarından randevu almaya çalıştıklarını kaydeden Dagdelen, bu kararın bir an önce kaldırılmasını diledi.

DTP Grup Başkan Vekili Selahattin Demirtaş da, `Bu hukuk dışı ve etik dışı, yasayı dolanarak idari yöntemlerle Hayat`ın susturulması son derece önemli. Biz bu sürecin takipçisi olacağız` diye konuştu.

Televizyonun Genel Yayın Koordinatörü İskender Bayhan ise İçişleri Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, RTÜK ve TÜRKSAT yetkilileriyle görüşmeler yaptıklarını söyledi. Görüşmelerde, her kurumun topu birbirine attığını, hepsinin olayı `yanlış ve mutlaka mağduriyet giderilmeli` dedikleri halde, somut hiçbir adımın atılmadığını kaydeden Bayhan, bu tutumların, hükümetin sorunu çözme taraftarı olmadığını gösterdiğini söyledi. (Ankara/EVRENSEL)

TGS`den bakana ve RTÜK`e mektup

Türkiye Gazeteciler Sendikası(TGS) İçişleri Bakanlığı`na ve RTÜK`e gönderdiği faksla Hayat Televizyonu`nun ekranının karartılmasını protesto etti. TGS Genel Başkanı Ercan İpekçi ve Genel Sekreteri Sergin Keskin`in imzasıyla gönderilen yazıda kararın hukuksuzluğuna dikkat çekildi. Yazıda kararın tekrar gözden geçirilmesi ve iptal edilmesi talep edildi.

TGS Genel Başkanı Ercan İpekçi ve Genel Sekreteri Sergin Keskin`in imzasıyla gönderilen yazıda Hayat Televizyonu`nun yayınının İçişleri Bakanlığı`na bağlı birimlerin istemi üzerine, Radyo ve Televizyon Üst kurulu`nun bildirimiyle TÜRKSAT yönetiminin talimatıyla yayınının durdurulduğu hatırlatıldı. Hayat Televizyonu`nun yayınının yasalara aykırı biçimde kesildiğine dikkat çekilen yazıda, hiçbir kanıtın, soruşturma ve mahkeme kararı olmaksızın yayınının durdurulduğu bilgisine yer verildi. Yazıda Hayat Televizyonu`nun daha fazla mağdur edilmesine yer verilmeden durdurma kararının yeniden gözden geçirilmesi ve kararın iptal edilmesi istendi.