Almanya’dan notlar

Sol Parti, hükümetin yanıtlaması talebiyle 10 federal milletvekilinin imzaladığı bir soru önergesini Federal Meclis’e getirerek, konuyu daha derin bir biçimde ülke politikasının gündemine getirdi. Daha öncekilerle aralarında büyük ölçüde üslup farkı da olsa, solcu milletvekilleri de Türkiye’de hükümetin yayın çizgisinden hoşlanmadığı meydayı susturma, hizaya sokma girişimlerine dikkat çekip, Merkel hükümetinin bu durumdan haberdar olup, olmadığını, bu konunun nasıl değerlendirildiğini ve bu konuda ne gibi girişimlerde bulunduğunu soruyorlar.

Sol Parti Federal Milletvekili ve Türk-Alman Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanvekili Sevim Dagdelen tarafından hazırlanan “Türkiye’deki basın özgürlüğü” başlıklı soru önergesini aralarında partinin Türk kökenli milletvekillerinden Prof. Dr. Hakkı Keskin ve Hüseyin Kenan Aydın’ın da yer aldığı 9 milletvekili daha imzaladı. (Diğerleri Ulla Jelpke, Heike Hänsel, Inge Höger, Wolfgang Gehrcke, Alexander Ulrich, Dr. Norman Paech, Dr. Dieter Dehm).

Soru önergesiyle ilgili bir açıklama yapan Dagdelen, Almanya’da CDU-CSU-SPD koalisyon hükümetinin geçtiğimiz yıl “Tüm dünyada düşünce ve basın özgürlüğünü gerçekleştirmek ve internette sansüre karşı çıkmak” başlıklı bir önerge hazırladığını ve bu önergenin hükümet partilerinin oylarıyla kabul edildiğini hatırlattıktan sonra, „Türkiye’de son dönemde gerek Ergenekon davası kapsamında olsun, gerekse yerel seçimler öncesi oluşan genel siyasi ortamda olsun, hükümeti eleştiren haberler yayınlayan medyaya karşı bir baskı ortamı oluştu. Türkiye’deki basın meslek kuruluşları da bu konuya özellikle dikkat çekiyor. Ben de Federal Hükümet’in bu konuda attığı somut adımları sordum“ dedi.

Dagdelen, Avrupa Birliği’nin 12 Mart 2009 tarihli Türkiye 2008 İlerleme Raporu’nda basın ve düşünce özgürlüğüne ilişkin değerlendirmelerin yer aldığını kaydederek, şöyle devam etti: „Raporda düşünce ve basın özgürlüğünün tümüyle güvence altında olmadığı ifade edilmiştir. Ça»daş Gazeteciler Derneği (ÇGD) ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) gibi kuruluşların açıklamaları da bu tespiti do»rulamaktadır. ÇGD’nin verilerine göre AKP hükümetleri döneminde 301. Madde’yi ihlalden dolayı 2.500 gazeteci yargılanmış, 750 dava ceza ile sonuçlanmıştır.“

Türkiye’deki basın meslek kuruluşlarının Ergenekon davası kapsamında gazeteciler üzerindeki baskıların arttığından şikayet ettiğini de belirten Dagdelen, ayrıca Başbakan Erdoğan’ın bazı gazetelere karşı defalarca boykot ça»rısında bulunduğunu hatırlatıyordu. Doğan Grubu’na yönelik vergi cezası ve Evrensel gazetesi yayın yöneticileri hakkında verilen hapis cezaları somut örnekler olarak soru önergesine koyduklarını belirten Dagdelen, „Federal hükümet 19.06.2008 tarihinde karar altına aldığı bir önerge ile basın ve düşünce özgürlüğünün tüm dünyada sağlanabilmesi için kendi önüne görevler koymuştu. İkili görüşmelerde bu konuyu gündeme alarak, dünyanın neresinde olursa olsun basın mensuplarının özgürce çalışma koşullarına kavuşmaları için çaba göstermeyi taahhüt etmişti. Bu bağlamda Türk Hükümeti nezdinde hangi somut girişimlerde bulunduğunu sordum, Türkiye’de basın ve düşünce özgürlüğüne yönelik değerlendirmelerde bulunmasını istedim“ dedi.

Bu arada güvenilir kaynaklardan aldığımız bilgilere bakılırsa, Türk – Alman Parlamentolararası Dostluk Grubu da bu konuyu gündemine almış durumda. Onlar bu konuyu görüşmeden önce Merkel hükümetinin aşağıdaki sorulara verdiği yanıtlar da büyük bir olasılıkla kamuoyuna ulaşmış olacak. Yani Türkiye’de basın özgürlüğü Almanya gündemini de bir süre daha meşgul edecek.