Anti-İslam Kongresi ve göçmenler

Son haftalarda Almanya’daki Türkiyeli göçmenlerin gündemini meşgul eden konuların başında Deniz Feneri e.V. derneğinin gerçekleştirdiği soygun yer aldı. Bu hengamede, Türkiyeli göçmenlerin daha geniş kesimlerini ilgilendiren önemli bir diğer konu ise ne yazık ki gündemin alt sıralarına itildi. Avrupa’nın değişik ülkelerinden ırkçı-faşist partilerin, “Avrupa’nın İslamlaşmasını Engellemek” adı altında bu hafta sonunda Köln’de katılacakları bir kongre. Başta Köln olmak üzere, Kuzeyren Vestfalya (NRW) eyaletinde faaliyet gösteren „pro-NRW“ adlı ırkçı-faşist örgüt, özellikle son yıllarda dini farklılıklar öne çıkarılarak derinleştirilmeye çalışılan ayrımcılığı ve bölücülüğü daha da güçlendirmek üzere bu kongreyi düzenliyor. Bunun için Avrupa’nın değişik ülkelerinden onlarca ırkçı-faşist örgüt temsilcisini ve politikacıyı Köln’e davet etti. Kongre ve onunla bağlantılı diğer gösterilerle, Avrupa’nın islamlaştırılmak istendiği, yaşanan sosyal sorunların nedeninin göçmenler olduğu demagojileri eşliğinde sadece Köln ve NRW’de değil, bütün Almanya’da ve diğer Avrupa ülkelerinde emekçileri yerli-yabancı, müslüman-hıristiyan diye bölmeye çalışacaklar.

Ancak bu çabaların yeni olmadığı ve bu ülkelerde iktidarda olan hükümetlerin izlediği politikalarla örtüştüğü de, burada altı çizilmesi gereken bir gerçek. Almanya’da 50 yıldır izlenen göç ve uyum politikası bu mantı»a dayandırıldı. Özellikle 11 Eylül saldırılarından sonra yasalarda yapılan ve sadece göçmenleri değil, genel demokratik hakların kısıtlanması nedeniyle herkesi etkileyen sertleştirmeler de bunu amaçlıyordu. Baden-Württemberg’te vatandaş olmak isteyenler için hazırlanan ‘vicdan testi’ de aynı mantı»a sahipti. Hükümet ortakları, aile birleşimini Almanca koşuluna bağlarken de, zorla evlendirmeleri ve dini inançları buna gerekçe yaptı. Diğer AB ülkelerinde izlenen göç ve uyum politikaları da Almanya’dakinde farklı değil. Bu açıdan bakıldığında, ‘pro-Köln’ün çalışmalarıyla Almanya ve AB politikalarının birbirini tamamladığı görülüyor.

Fakat Anti-İslam Kongresi’ne karşı dün Köln’de başlayan ve bugün büyük bir mitingle devam edecek olan gösterilere katılanlar, bu çabaları boşa çıkarmanın mümkün olduğunu gösteriyor. Bu gösterilerde buluşan ve buluşacak olan farklı etnik kökenden ve inançtan onbinlerce kişi hep bir ağızdan şu gerçekleri haykırdı:“Hem ırkçılı»a karşı, hem de işsizliğin, yoksulluğun, eğitim alanındaki sorunların çözümü için birlikte mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Dil ve din farklılıklarını öne sürerek bizi bölme, geleceğimizi karartma çabalarınız amacına ulaşmayacak. Köln’ü size bırakmayacağız!“

Bugün saat 9.00’da, Köln.Gürzenich, Martinstrasse adresinde gerçekleştirilecek gösteriye katılmak, bu sesin daha gür çıkmasını sağlayacak. Başta sendikalar olmak üzere, demokratik kuruluş ve örgütlerin düzenlediği bu gösteri, emekçileri dil ve din ayrılığı temelinde bölmeye çalışanlara verilecek en anlamlı yanıt. Ama bu birliktelik aynı zamanda Türkiye kökenli göçmenleri, duygu ve inançlarını sömürerek soyanlara, onları içine kapanarak Almanya’daki sosyal yaşamın ve hak mücadelelerinin dışında tutmaya çalışanlara da verilecek güçlü bir yanıt olacak.

Bugün Köln’de buluşmak üzere…