İçişleri Bakanlığı Soysal kararında hukuksuzlukta ısrarlı
Sol Parti Federal Milletvekili Sevim Dagdelen’in hazırladığı „Avrupa Adalet Divanı’nın verdiği Soysal Kararının Etkileri“ başlıklı soru önergesi (16/12562 No’lu Federal Meclis Belgesi) Federal İçişleri Bakanlığı tarafından yanıtlandı. „Federal Hükümet beğenmediği bu kararı eksiksiz uygulamamakta ısrar ediyor, buna da hiçbir hukuksal dayanağı olmayan bahaneler ileri sürerek kılıf uydurmaya çalışıyor.“diyen Dagdelen, Bakanlık Müsteşarı Peter Altmeier’in imzasını taşıyan 22 Nisan 2009 tarihli yanıtı şöyle değerlendirdi:
Federal Hükümet, Avrupa Adalet Divanı’nın aldığı Soysal Kararının sadece TIR şoförlerini kapsadığı, hizmetlerden yararlanmak isteyenlerin ise kapsam dışında olduğu görüşünde ısrar ediyor. Ancak hukuk uzmanlarının değerlendirmelerine ters düşerek vardığı bu sonucu haklı gösterecek bir tek hukuksal gerekçe ileri sürememektedir. Zaten bu mümkün de değildir. Sunduğum önergedeki sorulara verdiği yanıtları dayandırdığı “Adalet Divanı’nın kararındaki hizmet serbestisi kavramı Türkiye ile imzalanan Ek Protokellere uyarlanamaz” şeklindeki gerekçe de her türlü hukuksal dayanaktan yoksundur. Konuya ilişkin somut sorulara yanıt vermekten kaçınması da bundan kaynaklanmaktadır.
Federal Hükümet ayrıca, „Soysal kararının TIR şoförlerinden başka hangi meslek gruplarını kapsadığını ve bunun nasıl uygulanacağını incelemeye devam ediyoruz” diyerek gerçek yaklaşımını bir kez daha ortaya koymuştur. İki ay önce alınan bir mahkeme kararının incelenmesinin hala sonuçlanmamış olması, hükümetin „bu kararı uygulamayı nasıl engellerim?” sorusuna henüz yanıt bulamamış olmasından kaynaklanmaktadır.
1973 yılından bu yana vize başvurusu reddedilmiş Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına ilişkin bir soruya verilen yanıt ise, son derece dikkat çekicidir. Bu konuda bilgi veremeyeceğini belirten hükümet, bunu da „Bu rakamların açıklanması ülkeler arasındaki ikili ilişkileri olumsuz etkileyebilir, ayrıca vize istismarı çabalarının önünü açabilir“ şeklinde gerekçelendirmektedir. Bu yanıtın ne anlama geldiği muallaktır. Acaba Federal Almanya’nın Türkiye’deki temsilciliklerinde reddedilen vize başvurularının sayısı, iki ülkenin arasının açılmasına neden olacak kadar yüksek midir? Vize için başvuruda bulunmak bir istismar anlamına mı gelmektedir? Akla gelen bu sorular, Federal Hükümetin çırpındıkça hukuksuzluk bataklığına daha fazla saplandığını göstermektedir. Bugün asıl istismarı yapan açık ve net bir mahkeme kararını uygulamaya sokmamakta direten Federal Hükümetin kendisidir. Hükümetten bir an önce bu hukuksuzlu»a son vermesini ve Soysal Kararı’nı eksiksiz uygulamasını talep ediyorum.