İslam korkusu siyasi amaçlar için kışkırtılıyor
İsviçre‘de gerçekleştirilen ve camilere minare inşasının yasaklanmasını öngören halkoylamasının ardından tartışmalar Almanya’ya sıçradı. “İsviçre’de sa»cı-tutucu partilerin müslüman göçmenlere karşı sürdürdüğü kampanya hedefine ulaştı. Ama Almanya’da da göçmenlere karşı ortam yaratma ve kışkırtma çabaları da başarıyla yürütülüyor. Çünkü demokratik kurumlar da sahnelenen oyunlara ortak oluyor” diyen Sol Parti Federal Meclis Grubu Uyum ve Göç Politikası Sözcüsü Sevim Dagdelen, yayınladığı basın açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
„CDU İçpolitika uzmanı Bosbach, Almanya’da da İslam korkusunun yaygınlaştığını söylüyor. Ancak bu durum kimseyi şaşırtmamalı. Çünkü en başta Hıristiyan Birlik Partileri islam dininin düşman olarak görülmesine ve bu tablonun toplumun merkezine ulaşmasını sağladı. CDU/CSU uyum konulu tartışmaları önyargıların yaygınlaşması için malzeme yapıp bu gelişmeye katkıda bulunuyor. Bunun son örneğini, Bosbach’ın “göçmenler uyum kurslarına katılmıyor ve uyum sağlamak istemiyor” yalanlarını yaymasında görmüştük. Oysa Federal Hükümet’in uyum kursları konusundaki bir soru önergeme verdiği yanıt, bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını göstermişti.
Tutucu partilerin temsilcileri, şiddet, kriminalite, islamın güçlenmesi gibi konuları polemik konusu yaparak korku yayıyorlar. Müslümanlar, ‘içgüvenliğin tehdidi’, ‘uyumu istememe’ ve ‘gençlik arasındaki kriminalite’ gibi konularda gündeme getirilerek haklarında olumsuz bir imaj yayılıyorlar veya seçim kampanyalarında malzeme yapılıyorlar. Sosyal ve siyasal nedenlere sahip sorunlar, kültürler ve dinler arası çatışma olarak gösteriliyor. İslam inancı, ‘uyum alanındaki eksikliklerin kaynağı’ olarak gösteriliyor ve buna bağlı olarak müslümanların Almanya’ya göçünün engellenmesi veya ülkelerine geri gönderilmeleri talepleri öne sürülüyor. Oysa toplumdaki çatışmaların kaynağı din ve kültürler arasındaki farklılıklarda değil, yoksul ve zengin arasındaki farklarda yatmaktadır.
Bugün gerekli olan, ileri süren kim olursa olsun, ırkçı sloganlarla kendi aramıza kesin ve net ayrım çizgileri koymaktır.”