`Emekçinin sesi olacağım`

Sol Parti Kuzey Ren Vestfalya eyaleti listesinden Federal Parlamento Milletvekilliği`ne seçilen DİDF üyesi 30 yaşındaki hukuk ö»rencisi Sevim Dagdelen, seçim çalışmasını ve hedeflerini Evrensel`e anlattı. Evrensel: Seçimlere Sol Parti`nin adayı olarak katılmanızın nedenleri nelerdi? Sevim Dagdelen: Almanya`da son çeyrek yüzyılda izlenen politikalara baktığımızda, hükümette yer alan partilerin değişmesine rağmen, politikaların özünde değişmediğini görüyoruz. 1982-1998 yılları arasında Hıristiyan demokratlarla liberallerin uyguladığı politika, 1998`den bugüne dek hükümeti oluşturan sosyal demokratlarla Yeşiller tarafından devam ettirildi. Yedi yıl önce özellikle işçi ve emekçilerin umut bağlayarak hükümete getirdiği bu partilerle, hükümetten alıp muhalefete gönderdiği partiler, özünde büyük bir koalisyon oluşturdular. Bu dönemde sermayenin kasaları dolarken, işçi ve emekçiler daha fazla işsizliğe ve yoksullu»a mahkum edildiler. Sol Parti, pratikteki bu koalisyonun neoliberal politikalarına karşı, işçi ve emekçilerin, işsizlerin, emeklilerin, gençlerin, kadınların ve göçmenlerin çıkarlarının ve taleplerinin karşılık bulduğu bir programla dört ay önce sahneye çıktı. Sol Parti.PDS(Demokratik Sosyalizm Partisi ve WASG(Emek ve Sosyal Adalet İçin Seçim Alternatifi)`nin yanı sıra, sendikal muhalefetin, barış hareketinin, Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu(DİDF)`nun ve bazı diğer sosyal muhalefet güçlerinin katılımı ile seçimlere katılmaya karar verdi. Ben de DİDF temsilcisi olarak Kuzey Ren Vestfalya eyaletinden seçimlere katılarak, eyalet listesinden Federal Meclis`e seçildim. Bundan sonra çalışmalarınızı hangi yönde yo»unlaştırmayı planlıyorsunuz? Sol Parti giderek güçlenen sosyal hareketlerin taleplerine sahip çıkan, onların desteğini alan bir güç olarak ortaya çıktı. Bu güçlerin taleplerinin, çıkarlarının ve özlemlerinin Federal Meclis`e taşınması iddiasıyla ortaya çıktı. Kısacası izlenen neoliberal politikaların kurbanı olan işçi ve emekçilerin, Federal Meclis`teki gözü, kulağı ve sesi olacağını, parlamento dışı hareketlerinin güçlenmesi için çaba sarf edeceğini ilan etti. Ben de çalışmalarımı bu yönde sürdürmek istiyorum. Yıllardır kazanımları gasp edilen işçilerin, işsizlerin, gençlerin, kadınların taleplerini Meclis kürsüsünden dile getirmeye, onlara destek olmaya çalışacağım. Diğer yandan bu kürsüyü, göçmenlere özgü sorunları ve onların taleplerini dile getirmek için kullanmaya çalışacağım. SPD ve Yeşiller, yıllardır medyanın desteğiyle `Türk dostu` ilan edilerek, özellikle 600 bin Türkiye kökenli göçmen için adres gösterildi. Bu partilerin izlediği politikalar sonucunda; yoksulluk, işsizlik ve sosyal kısıtlamalardan derinden etkilenen Türkiye kökenli ve diğer uluslardan göçmenlerin süren hak mücadelesine daha ileri düzeyden katılmaları için çaba sarf edeceğim.