Entegrasyonun değil, ikiyüzlülüğün zirvesi

Geçtiğimiz sayıda, Federal Bakanlar Kurulu’nun, 28 Mart tarihinde kabul ettiği Göç Yasası’nda değişiklikler öngören bir tasarıdan söz etmiş ve tasarı konusundaki görüşlerimi sizlerle paylaşmıştım. Bu arada tasarı, Federal Meclis’te ve İçişleri Komisyonu’nda ele alındı; ayrıca komisyonun düzenlediği ve çok sayıda uzmanın dinlendiği danışma kurulları gerçekleştirildi. Komisyona görüş sunan uzmanların büyük bölümü yasa değişikliklerine onay vermediklerini açıkladılar. Başta Berlin olmak üzere, Almanya’nın birçok şehrinde tasarıya karşı protesto gösterileri yapıldı ve bu gösterilere önümüzdeki dönemde yenileri eklenecek. Tüm bu gelişmelere rağmen koalisyon ortakları tasarıyı yasalaştırmakta kararlı görünüyor ve Temmuz ortasına dek meclisten geçirme planlarını uygulamaya çalışacaklar. Tasarı hakkında hazırladığım kapsamlı bir analiz, Avrupa’da Türkçe yayın yapan bazı basın-yayın kuruluşlarında geniş yer buldu. Bayern Günlüğü okuyucularının bu değerlendirmeyi takip edemediklerini düşünerek, bana ayrılan bu köşede aile birleşimi, entegrasyon kursları ve vatandaşlı»a geçiş konularında, geniş bir özet sunmak istedim. Analizin tam metnini 030 / 227 713 52 nolu telefona ya da sevim.dagdelen@bundestag.de adresine başvurarak temin edebileceğinizi belirtmek isterim. Bu arada gerçekleştirilecek yeni gösterilere katılma, entegrasyon düşmanı politikalara karşı sesimizi yükseltme ça»rımı da yinelemek isterim.

Aile Birleşimi

Sahte evlilik, evlatlık edinme ve zorla evlendirmeye ilişkin ‚gerçek ipuçlarının’ bulunduğu durumlarda aile birleşimi engelleniyor. (Tasarıda Md. 27, 1a bendi). Bir evliliğin sahte olup olmadığının nasıl tespit edileceği konusunda bilgi yok. Bunu tespit için gelecekte daha fazla kontrol mü yapılacak? Aynı durum, zorla evlendirmeler için de geçerli. ‚Gerçek ipuçları’ bulunduğuna kim, nasıl karar verecek?

Aile birleşimlerinde aranan, Almanya’daki eşin kendi geçimini temin etmesi koşulu, Alman eşleri de kapsayacak şekilde genişletiliyor (Tasarıda Md. 28, 1 bendi). Tasarı gerekçesinde buna neden olarak, özellikle ‚Alman vatandaşlığına geçen yabancıların’ uyumunu teşvik amacı gösteriliyor. Özellikle yeni göç edenlerin erkenden sosyal sistemden yararlanmaya başladıkları ileri sürülüyor. Burada kullanılan dil de, Alman vatandaşlığını alanların yabancı olarak görülmeye devam ettiklerini, uyuma teşvik edilmeye ihtiyaç duydukları anlayışının sürdüğünü gösteriyor.

Aile birleşimlerinde yaş sınırı 18 olarak belirleniyor ve Almanca bilme zorunluluğu getiriliyor. Yüksek mesleki vasıf sahipleri, bilimsel araştırma yapanlar ve yatırımda bulunanların (diğer bir deyişle Alman ekonomisi için getirisi olanların) eşleri Almanca bilme zorunluluğundan muaf tutuluyor. Sıkı ekonomik ilişkiler nedeniyle vatandaşları vizesiz olarak Almanya’ya gelebilen ve oturum izni alabilen ülkelerden gelenler de (Avustralya, İsrail, Japonya, Kore, Yeni Zelanda ve ABD) bu muafiyetten yararlanabiliyor. Bir temel hak olan ailenin bir arada yaşama hakkı, sadece imtiyazlı bir azınlığın yararlanabildiği bir hak haline getiriliyor.

Entegrasyon Kursları:

Alman ve yabancıların eşlerinin yeterli Almanca bilmemeleri durumunda entegrasyon kurslarına katılmaları zorunlu tutuluyor (§ 44a Abs. 1 Nr.1 b). Şimdiye kadar yürürlükte olan düzenlemeye göre, yeterli yerine az derecede Almanca bilgisi gerekiyordu. Buna göre entegrasyon kurslarına katılma zorunluluğu daha sertleştiriliyor. Eşler Almanya’ya gelmeden önce az derecede Almanca bilip bilmedikleri ölçülecek. Geldikten sonra da oturum izni alabilmeleri için yeterli Almanca bilmeleri istenecek.

Bitirme sınavına katılmak da zorunlu yapılıyor. Sınavı kazanamayanlara yaptırım öngörülmüyor. Ama sinavı kazananlara bazı avantajlar tanınıyor. Örneğin vatandaşlı»a geçiş için gerekli bekleme süresi 7 yıla düşürülüyor.

Kurslara katılma zorunluluğuna rağmen katılmayanlara bazı cezai yaptırımlar öngörülüyor. Bu Ordnungswidrigkeit (genel düzene aykırılık, örneğin trafikte işlenen bir suç gibi) olarak değerlendiriliyor ve bin euroya kadar ceza öngörülüyor.

Belli bir oturum iznine sahip olanların oturum izinlerinin uzatılması, bu zorunlu kurslara katılma şartına bağlanıyor, yani katılmamaları durumunda oturum izinleri uzatılmıyor.

Uzun yıllardır burada yaşayan, ama AB vatandaşı olmayan kişilere entegrasyon kurslarına katılma hakkı tanınmıyor.

Kurs saatlerinin 900’e çıkarılması öngörülüyor. Ama finansmanın nasıl sağlanacağı konusunda birşey söylenmiyor.

Bilgi verme zorunluluğu:

Okul, doktor, hastane gibi kamu kurumlarının kağıtsızlar hakkında yabancılar dairelerini bilgilendirme zorunluluğu genişletildi. (§ 87 Abs. 2 AufenthG-GE): Bu kurumlara, „entegrasyon konusunda desteğe ihtiyaç olduğunu“ düşündükleri kişiler hakkında yabancılar dairelerini bilgilendirme zorunluluğu getiriliyor. Örneğin çocuğunun ö»retmeniyle görüşen bir veli hakkında ö»retmenin „falanca kişi Almanca bilmiyor“ türünden bildirimde bulunması gerekecek. Yani okullara, hastanelere, anaokullarına gammazcılık yapma görevi biçilmek isteniyor.

Sınırdışı:

Sınırdışılar kolaylaştırılıyor (§ 55 Abs. Nr. 9 – 11 AufenthG-GE): Başkasını ya da aile bireylerini şiddet kullanarak veya şiddet kullanma tehdidiyle entegre olmasının engelleyenler sınırdışı edilir deniyor. Aynı şekilde zorla evlendirenler de ya da buna yeltenenler de sınırdışı edilecek.

Vatandaşlık Yasası:

Vatandaşlık sınavını kazanmak, vatandaşlık kurslarına katılmak gerekli oluyor. Diğer koşullar ise şöyle: Anayasa’ya bağlılık yemini etmek, vatandaşlı»a geçişin önündeki engellerden olan suç işlememiş ve ceza almamış olma koşulunun kapsamı sertleştiriliyor ve değişik dönemlerde ve farklı suçlar için alınan suçların toplanması öngörülüyor. Eşi Alman olanların vatandaşlık başvurusunda da dil bilme koşulu sertleştiriliyor.

23 yaşından küçük olanlardan da kendi geçimlerini kendilerinin sağlaması isteniyor. Tasarının gerekçesinde Federal Hükümetin bu yolla meslek eğitim veya işyeri bulmak için çaba göstermeyen gençleri yönlendirmek istediği vurgulanıyor. Bu durumda meslek eğitimlerini sürdüren gençlerin meslek eğitimlerini yarıda bırakıp, geçimlerini sağlamak için yeterli gelir elde edebilecekleri bir iş aramaları gerekir. 23 yaş altındaki gençlere tanınan ayrıcalığın iptal edilmesiyle gençlerin ‘işe yarar gençler’ ve ‘işe yaramaz’ gençler ayrımcılığına tabi tutuldukları, ‘işe yaramayanlara’ yaptırım uygulanacağı görülüyor.