Federal Hükümetin insan hakları diye bir derdi yok

Federal Hükümetin tavrı, adeta Almanya’nın insan hakları konusunda herşeyin güllük gülistanlık olduğu izlenimini uyandırıyor. Oysa bu gerçeği yansıtmıyor. Göç ve vatandaşlık yasalarında insanı ekonomik değerine indirgeyen yaklaşımlar, yaşamın birçok alanında göçmenleri ve sığınmacıları ikinci sınıf insan gören uygulama ve düzenlemeler, bu alanda Almanya’nın katetmesi gereken uzun yola işaret ediyor. Onyıllardır bu ülkede yaşayan milyonlarca göçmeni, Alman vatandaşı olmadığı için en temel insan haklarından mahrum bırakan Almanya’nın atması geren yığınlarca adım vardır.

Irkçılığın her biçimi açıktan bir insan hakkı ihlalidir. Ancak hükümetin ırkçılık ve ayrımcılıkla mücadelede kaydadeğer bir adım atamamış olması, ayrımcılıktan koruyucu yasaların kuşa çevrilmesi, insan haklarını koruma ve demokrasiyi getirme adına dünyanın dört bir yerinde savaşlara girişen Almanya’yı bu alanda gelişmekte olan ülke yapmaktadır.

Sosyal eşitsizliği derinleştiren, yoksulluğu ve işsizliği artıran, eğitimde şans eşitliğine tanımayan politikalarda ısrar eden hükümet ortaklarının göçmenlere ve sığınmacılara yönelik ayrımcı ve dışlayıcı politikalardan vazgeçmesini beklemek ise, günümüz koşullarında maalesef olmayacak duaya amin demek anlamına gelmektedir. Bunun için eşit haklar talebini bugün her zamankinden daha sesli dillendirmek ve bu uğurda mücadeleyi güçlendirmek gerekir.