Fırsat ve yardım yerine gözdağı ve zorlama
Uyumdan sorumlu Federal Devlet Bakanı Maria Böhmer, göçmenlerin uyumunu sağlamak üzere hükümetin bu yasama döneminde Uyum Sözleşmesi uygulamasına geçmeyi planladığını duyurdu. Buna göre Almanya’da göçmenler, kendilerini ülkenin dilini ve değerlerini ö»renmeye zorunlu tutan sözleşmeleri imzalamak zorunda olacak. Uygulamayı değerlendiren Sol Parti Federal Meclis Grubu Göç ve Uyum Politikası Sözcüsü Sevim Dagdelen, „Sosyal dışlama ile ayrımcı yasa ve uygulamalar, Uyum Sözleşmeleriyle ortadan kalkmaz. Gerçekte amaçlanan uyum değil, göçmenler üzerinde yeni bir baskı aracı yaratmak“ dedi. Dagdelen konuyla ilgili açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
Uyum sözleşmeleri sosyal eşitsizliklerin kaynağını ortadan kaldıran değil, göçmenleri, içinde bulundukları sosyal durumun sorumlusu gören bir siyasetin ifadesidir. Bakan Böhmer, sanki göç yasalarında son yıllarda peşpeşpeşe sertleştirmeler gerçekleştirilmemiş ve bugün sadece yeni bir fırsat olarak sözleşme sunuluyormuş gibi davranıyor. Oysa bu yasa ve uygulamalar son yıllarda uyum önündeki en büyük engeller olarak göçmenlerin karşısına çıkarılmıştır. Göçmenlerin dışlanması, bu ayrımcı yasa ve uygular nedeniyle daha da pekiştirilmiştir.
Bugün gündeme getirilen uyum sözleşmeleri, göçmenler üzerindeki denetim ve yaptırım baskısını artıracak bir araç olarak devreye sokulmak isteniyor. Yabancılar yasası ve buna bağlı yaptırımlara bir yenisi eklenerek, göçmenler üzerindeki baskı artırılmak isteniyor. Uyumu gerçekten güçlendirmeye hizmet edecek uygulamalar konusunda bugüne kadar adım atmamış olan Böhmer ve Federal hükümet, yeni koalisyon sözleşmesinde de bu anlayışla hareket etmiştir. Uyum politikasının merkezine dil ö»renme yerleştirilerek, böylece bütün sorunların çözüleceği ileri sürülmektedir. Oysa sadece Almancayı iyi bilmek de göçmenleri Hartz IV, çalışma yaşamının dışında kalmak, eğitim sisteminde ayrımcı ve dışlayıcı uygulamalara maruz kalmaktan korumamaktadır. Bunun nedeni Almanca bilmemeleri değildir. Tersine bunun kaynağı, göçmenleri toplumsal yaşamın dışına iten uygulama ve düzenlemelerdir.“