Hessen Başbakanı Koch’u protesto gösterisi

Değerli Dostlar,

Irkçı önyargıların körüklendiği bir seçim kampanyasının tam ortasındayız. Koch’un başlattığı kampanya ile yaratılan bu ortamda karşımıza çıkarılan tabloyu kısaca özetleyelim: Hessen’de işsizlik diye bir sorun yok. Hessen’de sosyal yardıma muhtaç 150 bin yoksul çocuk yaşamıyor. Hessen’de eğitim sorunu kalmamış.

Hessen’de yaşanan tek sorun, göçmen kökenli gençlerin topluma korku salmaları, insanları evlerinden çıkamayacak durumda bırakmaları. Ceza ve insaf yasaları sertleştirilir ve bu gençler anne-babalarının onyıllar önce terkettiği, kendilerinin birkaç kez tatillerini geçirdikleri ülkelere gönderilirse, bu eyalette yaşayanların bütün sorunları çözülmüş olacak.

Evet, bizi inandırmaya çalıştıkları durum bu. Ancak gerçek, elbette bu tablodakinden çok farklı. İster Alman olsun, isterse göçmen; bu eyalette yaşayan işçiler ve emekçiler akıttıkları alınterine rağmen daha fazla yoksulluğun girdabına sürükleniyor. İşsizler iş bulabilmek u»runa, saat ücreti 2-3 Euroyu geçmeyen işleri kabul etmeyi hazır hale getirilmişler. Onların çocukları, geleceğe güvenle bakma şansını yıllarca önce kaybetmişler. Gençler, emekliler, kadınlar, geleceğe dair ortak kaygı ve korkuları paylaşıyor. Mali sermayenin kalbinin attığı bu gökdelenlerin gölgesinde kendi sorunlarıyla başbaşa bırakılmışlar. Koch ve onun gibiler de, ırkçılığı güçlendiren, önyargıları pekiştiren kampanyalarına bir yenisini ekleyerek onlara şöyle sesleniyor: Siz başka meselelere kafa yormayın; tek derdiniz, ‘göçmen kökenli gençlerin sınırdışı edilmelerini nasıl kolaylaştırabiliriz?’ sorusu olsun!

Koch’un yalanlarını çürütmek, hukuk ve infaz alanında yaşanan sorunların asıl sorumlusunun onun izlediği politikalar olduğunu kanıtlamak için zamanınızı almak istemiyorum. Ama bu duruma sessiz kalmamamız gerektiği açık. Toplumu yerli-göçmen diye bölmeyi, sorunların gerçek sorumlularını gizlemeyi hedefleyen bu kampanyalara vermemiz gereken yanıt da aynı şekilde açık: Bölünmeye hayır! Yerli-göçmen, genç-yaşlı, kadın-erkek demeden, iş için, sosyal adalet için, eşitlik için, dostluk ve kardeşlik için elele verelim! Irkçı kampanyalardan medet umanlara hakettikleri cevabı verelim! Hangi dil, din ve etnik kökenden olursa olsun, karşı karşıya getirilmek istenen işçilerin ve emekçilerin birliği için mücadelemizi güçlendirelim. Bunun için sadece seçim kampanyalarında değil, her zaman omuz omuza duralım.