Interview

Seyîdxan Kurij: Ortado»uda son bir kaç yıldır olanları nasıl değerlendiriyorsunuz? Neler oluyor bu bölgede?

Sevim Dagdelen: Orta Dogu da yaşanan bu gelişmeleri, ABD nin bölgeye yönelik planlarından bağımsız ele almak mümkün degildir. Irak işgaliyle bölgeyi kan gölüne çeviren ABD, Irana yönelik sürdürdüğü yok etme politikasını güçlendirmek, Iranın bölgedeki etkisini zayıflatmak için, İŞİD gibi terör örgütlerini, bölgedeki Türkiye, Katar ve Saudi Arabistan gibi müttefiklerinin de yardımıyla besleyip büyüttü. Bu bölgenin kan gölüne cevrilmesinin asıl nedeni, ABD nin Orta Dogu planlarına ulaşmak için yeni bir saldırı sürecidir.

Seyîdxan Kurij: Bilindiği gibi Suriye`de olanlar ile birlikte bölgede tam bir mezhep savaşı başladı. Bu savaşı Avrupadaki 30 yıl savaşları ile kıyaslayanlar var, siz ne dersiniz?

Sevim Dagdelen: Bu tanımlama do»ru değildir. Emperyalistlerin çıkarları için, din adına korkunç katliamlar gerçekleşiyor. Savaşın asıl sorumlusu Emperyalistleri ve hedeflerini gizlemenin bir aracı olarak, mezhep çatışması olarak lanse edilmekte.

Seyîdxan Kurij: Mısır ve özelikle Libya’ ya ABD ve Nato hemen müdahele edip Kadafiyi devirdi. 3-4 yıldır Suriye`de amansız bir teror ve katliam olduğu halde neden müdahale edilmiyor?

Sevim Dagdelen: Emperyalistlerin Libya’ya ve Mısıra yaptıkları müdahalenin sonuçları ortada. Bu ülkede yaşayan halklara hiç bir katkısı olmadığı gibi, Libya talan edildi. Ben bu ülkelelerde emperyalistlerin müdahalesine karşı olduğum gibi, Suriye ye yapılacak bir müdahaleye de kesinlikle karşıyım. Bu müdahale ABD nin bölgeye yönelik planlarına, Iranın bölgedeki etkisini zayıflatmak için, hizmet eder. Ayrıca bugün güçler dengesi daha farklıdır. ABD ve batılı emperyalistler işin o kadar kolay olacağını bilse, müdahale etmek için bir dakika bile beklemezler. Esad rejimini yıkmak için SÖO, İŞİD gibi taşeronları devreye soktular.

Seyîdxan Kurij: Son yıllarda amansız bir vahşet uygulayan İŞİD , El Nusra v.b yapıları nasıl tanımlamak gerekiyor, bunların sosyolojik, politik ve toplumsal dayanakları nelerdir?

Sevim Dagdelen: Bu örgütlerin batılı devletler tarafından desteklendiği, oluşumuna her türden katkı sunulduğu bilinmekte. Ayrıca Avrupa ülkelerinden, aynı zamanda bu ülkelerin politikalarına tepki duyan kişilerinde militan olarak katıldığı bilinmekte. Hatırlanacağı gibi, İŞİD ilk ortaya çıktığında, Suriye muhalifleri tarafından Esad`a karşı ittifak gücü olarak selamlanmıştı. Bugün ciddi bir ekonomik gücede sahip olan bu örgüt, batının amborgusundan etkilenen kesimler içerisinde de bir taban oluşturmaya çalışmakta.

Seyîdxan Kurij: Bilindiği gibi İŞİD son gunlerde Şengal’ a saldırıp Ezidi Kürt katliamı yaptı, sizce bu vahşetın amacı nedir, İŞİD bir çok cepheden savaşırken neden Kürdistana saldırdı?

Sevim Dagdelen: Kendi egemenlik alanını genişletmek için, etnik ve mezhepsel bir temizlik hareketine girişti. Aynı zamanda kendisine karşı en örgütlü bir direnişi örgütleme kapasitesine sahip olan Rojava Kürtlerinin etkinlik alanınıda daraltmak istemekte.

Seyîdxan Kurij: Irak da merkezi Hukumetin iktidarı kalmayınca Kürtler Kendi kaderlerini tayın hakını, referandumu ve bağımsızlığı tartışmaya başladılar ve tam da bu anda İŞİD saldırısı geldi. Bazı analistlere göre çevre devletler bu saldırının arkasındalar, siz ne dersiniz?

Sevim Dagdelen: Sorunun bu olduğunu düşünmüyorum. Daha geniş düşünmekte yarar var. Bilindiği gibi, İŞİD katliamlarına sesini çıkarmayan, hatta bu örgütü en fazla destekleyen ülkelerin başında Türkiye gelmekte. Aynı Türkiye barzani hükümetiylede çok iyi ilişkiler sürdürmekte. Bütün bölgedeki Kürtleri aynı değerlendirmek do»ru olmadığı gibi, sorunu Kürt halkına yönelik bir olgu olarak değerlendirmek, foto»rafın tamamını görmemektir. IŞID aracılığıyla aynı zamanda Suriye – İran köprüleri de kapatılmak istenmektedir. Bunun için bu günlerde Barzaninin tek başına ayrı bir devlet ilanı, sorunu ahada karmaşık hale getirebilir ve onyillarca sinir-savaslarina yol acabilir. Ayni zamanda böylesi bir tek tarafli ilan uluslararasi hukuka da aykırıdır. Bilindiği gibi PYD Suriye içerisinde bir çözümden yanadır.

Seyîdxan Kurij: Almanyanın genel ortado»u politikasını ve özelikle Suriye politikasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sevim Dagdelen: Bilindiği gibi Almanya ABD politikalarını destekleyen bir pozizyonda. Bunun yanında kendi etki alanını genişletmek için Körfezdeki diktatörlerle işbirliğini genişleterek, Suriyedeki Özgür Suriye Ordusu adı altında toplanan ‚muhalefeti’ destekledi.

Bunun için Arap emirliğiyle ortak bir fon oluşturdu. Esadın gideceği üzerine kurgulanan bu planla, Esad sonrası oluşabilecek yeni oluşumda kendiside söz sahibi olmak istiyor.

Seyîdxan Kurij: Almanya Dişişleri Bakanı Kürdistan`a gidip hukumet yetkilileri ile görüşmeler yaptı ama aynı zamanda da Kürt devletine karşı olduğunu belirti, bunu nasıl okumak gerekir?

Sevim Dagdelen: Başta Almanya olmak üzere emperyalist ülkeler ulusların kendi kaderini tayin konusunda iki yüzlü ve kendi politikaları çercevesinde hareket ettiği bilinmekte. Örneğin Kosavanın bağımsızlığını tanıyanlar, Kırımı tanımamakta. Kürt meseleside bundan farklı olmayacak. Ve bugünki koşullarda hala ABD politikaları belirleyici olmakta. Ayrıca, bir çok uzmana göre Irak Kürdistanında sorunun silah sorunu olmadığı, peşmergelerin silah eksikliğinden dolayı İŞİD karşısında geri çekilmediğini idda etmekte.

Seyîdxan Kurij: Almanya uzun yıllardır kriz bölgelerine silah göndermeyi red ediyor ama Kürdistana silah göndermeyi kabul etti, sizin bu konuda görüşünüz nedir?

Sevim Dagdelen: Merkel hükümetinin Iraka silah gönderme kararı, Almanyanın dış politikasında bir dönüm noktası olacak. Bundan sonra çıkarlarını ve emparyalist politikalarını hayata geçirmek için daha saldırgan bir rol alma girişimleri yo»unlaşacak. Silahla yapılan paylaşımlarda ben de varım diyecek. ABD gibi Almanya da çıkarlarını silahla savunma çabalarını artıracaktır. Bilindiği gibi 1954 den buyana Almanya Kriz bölgelerine silah satmamaktaydı ve bu hem ulaslararası hem ulusal anlaşmalarla garanti altındaydı. Bugüne kadar bu türden bölgelere gizliden silah gönderilsede, hükümetin bu kararıyla bu resmileşti. Bugün silah gönderme kararı, Yezidilerin katliamını önleme gerekçesine dayandırılmasıda tam bir iki yüzlülüktür. Çünki bu bölgede Yezidileri korumada, kurtarmada ve İŞİD a karşı mücadelede önemli bir güç olan PKK halan Almanyada ve AB liğinde yasaktır ve terör örgütü olarak değerlendirilmektedir. Buna karsın katiller sürüsü İŞID a karşı hiç bir işlem yapılmadığı gibi, IŞID da destek veren Türkiye, Saudı Arabistan, Katar gibi ülkelerle ortaklık gün geçtikce geliştirilmektedir. Suriye ye uygulanan Sanksiyonlar la halk İŞID in kucağına itilmektedir. Rojava ya uygulanan amborgonun kalkması için hiç bir girişim söz konusu değildir.

Seyîdxan Kurij: Sol Parti uyesi Ezidi kökenli Ali Atalan, partimin dışarıya asker ve silah göndermeme politikasını savunuyorum, ama Kürdistan için bir istisna olmalı diyor. Sol Parti’ nın bu konudaki düşüncesinde bir değişiklik var mı?

Sevim Dagdelen: Bu kişisel bir düşüncedir. Biz parti olarak, her türden silah ihracatına karşıyız. Bana göre Orta-Do»uda sorun silah azlığı değildir. Bölgeye giden her silah sorunu daha da derinleştirmektedir. Bugün sorunun çözümü Kürt halkı üzerindeki ambargonun kalkması, İŞID gibi terör örgütlerine sunulan desteğin son bulması için mücadele etmektir. Bölgeye giden silahların İŞID gibi terör örgütlerinin eline geçme olasılığı her zaman mümkündür.

Seyîdxan Kurij: Sizce bu sorunların çözümü için şu anda ne yapmak gerekir.

Sevim Dagdelen: İlk önce emperyalist ülkeler bölgeye müdahale etmekten vazgeçmelidir. Suriye ye yönelik ambargoya derhal son verilmelidir. Bilindiği gibi İŞID Suriyedeki büyük şehirlere saldırmaya hazırlanmakta. Milyonlarca insan katliamla karşı karşıya. Bölgeye Silah gönderilmesi durdurulmalıdır. Bölgede IŞID a karşı gerçekten mücadele eden PKK ya karşı uygulanan tüm yasaklar kalkmalıdır. Rojavaya yönelik süren ambargo ve sınırların kapatılmasına derhal son verilmelidir. Almanya IŞID ı destekleyen ülkelerle ilişkilerini gözden geçirerek bu ülkelre silah ihracaıtı durdurmalıdır. Arap Emirliği ile oluşturulan ve IŞID ın işgal ettiği bölgelerde de çalışma sürdüren projeden derhal vazgeçilmelidir. Aksi taktirde İŞİD katliamlarından Almanya da direkt sorumlu olacaktır.

Seyîdxan Kurij: Suriyeli mülteciler Alamnyada çadılara yerleştırıliyorlar, bu insan onuruna yakışmayan durum karşısında Sol Parti ne yapıyor?

Sevim Dagdelen: Partimiz hükümetin mültecilere yönelik insanlık dışı politikalrını sürekli eleştirmiştir. Bugünde 100 000 mültecinin hemen alınmasını, ihtiyacı olan herkesede kapıların açılmasını savunmaktayız. Tabiki gelen insanlara, insan onurunu zedelemeyecek yaşam koşullarının oluşturulmasını da istiyoruz.

Seyîdxan Kurij: Sol parti bir Kürt Ögrenci dernegi ile birlikteAlmanyanin Kürt Federe Devletine silah yardımı kararına karsi bir kampanya baslatmış bulunuyor. Bu Alamnya da yaşayan bir cok Sol Parti tarfatarı Kürt`ün tepkisine yol actı ve bunu Sol Parti içindeki bazı Türk solu ve Pkk tarftarlarına bağliyorlar, Kürt Federe Devletine karşı bu duşmanlık niye?

Sevim Dagdelen: Partimizin bu konudaki tutumunun herhangi bir yönetime karşı düşmanlık olarak değerlendirilmesi, partinin programını tanımamaktan kaynaklanmaktadır. Daha önce belirttiğim gibi, partinin yetkili kurullarında Almanya nın her hangi bir ülkeye Silah göndermesine karşı durulması kararı alınmıştır. Kişi olarak bu kararın da savunucusuyum. Ayrıca sorunun çözümünün silah eksikliğinden kaynaklandığını düşünmek, IŞID gibi örgütleri büyütüp besleyen ülkelerden silah beklemek, emperyalistlerin bölgeye yönelik bu güne kadar sürdürmüş olduğu politikaların onaylanmasından başka bir anlam ifade etmemektedir. Hiç bir emperyalist güç babasının hayırına silah vermeyecektir. Almanyanın bu kararı almasındada etkili olan, bölgedeki halklara karşı oluşan tehlike değil, Almayanın kısa ve uzun vadeli çıkarları ve planları çercevesindedir. Bunun için böyle bir kampanya anlamlıdır. Bu kampanyanın emperyalistlerin Orta Do»udan defolması talebiyle birleşmesi gerekir. Partimizde farklı düşünen, kişilerin olduğu do»rudur. Ancak bu kampanyayı şu ve ya bu kökenden gelen insanların etkisine bağlamak do»ru değildir.

Seyîdxan Kurij: Türk solcuların ve PKK tarftarlarının bu konuda sol partiyi etkilediği do»ru mu?

Sevim Dagdelen: Bu genellemenin de somut bir dayanağı yoktur. PKK nın yapmış olduğu açıklamalarda bölgeye silah gönderilmesinin çözüm olmadığı, çözüm için başka adımların atılması gerektiği ifade edilmekte. Sol parti içinde çalışan ve bu hareketten etkilenen kesimlerin bu çizgiyi savunması dogaldır. Ancak partimiz kamuoyunda ve geniş kitleler içerisinde savaşa ve silahlanmaya karşı bir parti olarak bilinmektedir.Ve bugüne kadarki tutumuylada bunu kanıtlamıştır. İnsanların do»ru bildiklerini savunması, bunu daha geniş kamuoyuna mal etme, bu düşüncenin yaygınlaşması do»rultusunda çaba göstermesinden daha dogal ne olabilir. Ancak partimizin bölgeye silah gönderilmesine karşı çıkma kararını, yukarda adı geçen kesimlerle açıklamak, partimizin bugüne kadar savaşa-siilahlanmaya, Kürt halkına yönelik saldırılara karşı mücadelesini inkar etmektir. Kürt halkıyla dayanışma içerisinde olan binlerce parti üyemize haksızlık edilir.