Almanya Hükümeti üç maymunu oynadı

Almanya, Türkiye`nin Deniz Feneri davasını gündeme getirdiğini do»rularken, ayrıntıları geçiştirmekle yetindi

17 Eylül`de Frankfurt Eyalet Yüksek Mahkemesi`nde sonuçlanan Deniz Feneri e.V davası öncesinde Türkiye`deki AKP Hükümeti`nin resmi girişimlerde bulunduğu Alman hükümeti tarafından da do»rulandı. Ancak, Alman hükümeti bu girişimi soruşturma sürecine müdahale olarak değerlendirmedi.

Sol Parti Federal Parlamento Milletvekili Sevim Dagdelen ve arkadaşları tarafından Federal Hükümet`e yöneltilen 10 soruluk önergede, Deniz Feneri dolandırıcılığı konusunda, Türkiye hükümetinin ne türden girişimlerde bulunduğu ve Almanya`nın dolandırıcılık konusunda neler bildiğine yönelik sorular yer alıyordu.

`Türkiye Deniz Feneri`ni sordu`

Davaya AKP Hükümeti`nin müdahale edip etmediği daha önce gündeme gelirken, mahkeme de bu tarzdan girişimlerin olduğunu do»rulamış, ancak yargının bağımsız olduğu belirtilerek, bu türden girişimlerin sonuç getirmediğine işaret edilmişti.

Federal Hükümet tarafından, Sol Parti`nin önergesine verilen yanıtta, Alman Büyükelçiliği ile Türkiye Başbakanı ve Adalet Bakanı arasında gerçekleşen görüşmelerin gizlilik çerçevesinde yapıldığı belirtilerek, bu nedenle görüşmenin ayrıntıları hakkında bilgi verilemeyeceği ifade edildi. Görüşmelerde davanın gündeme getirildiği de do»rulandı. Hükümet tarafından verilen yanıtta, `Bu görüşmelerin birinde farklı bir vesileyle Almanya`da süren davadaki tutukluluk süresinin söz konusu edildiği do»rudur. Ancak bu, Almanya tarafından mahkeme sürecini etkileme çabası olarak algılanmamıştır` denildi.

Hükümet bihaber

Federal İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Peter Altmaier, Dagdelen ve arkadaşlarının yönelttiği soru önergesine, ço»unlukta geçiştirme yanıtlar vermekle yetindi. Mahkeme Başkanı tarafından `Almanya`nın en büyük dolandırıcılık olayı` olarak görülen Deniz Feneri e.V skandalına hükümetin verdiği birçok yanıt ise `Basında çıkan haberden başka bir bilgiye sahip değiliz` oldu.

Yanıtsız sorular

İslami Holding adı verilen ticari kuruluşlarca gerçekleştirilen soygun ile Deniz Feneri vurgunu arasındaki benzerlik ve olası bağlara dair sorular ise Hessen eyaletinin yetkili olduğu bahanesiyle yanıtsız bırakıldı. Deniz Feneri davasında ismi geçen kişiler arasında, bugün Türkiye`de üst düzey bürokratların bulunup bulunmadığı, bu kişilerin Almanya`ya girişi hakkında çekince konulup konulmadığı soruları da yine aynı şekilde yanıtlanmadı.

Federal Hükümet, Deniz Feneri olayında kendisine bağlı finansal denetleme kurumlarının harekete geçmesini gerektiren bir neden görmediğini belirtirken, mağdurların zararlarının karşılanması ve benzeri olayların tekrarının önlenmesi için adım atmayı ve önlem almayı planlayıp planlamadığı konusundaki sorulara verdiği yanıtları da geçiştirdi. (Köln/EVRENSEL)

Dagdelen: Arkasında ne var?

Önergesine verilen yanıtları değerlendiren Sevim Dagdelen, `Tatmin edici olmaktan çok uzak bu yanıtlar, Federal Hükümet`in Deniz Feneri skandalı karşısında üç maymunu oynamayı ye»lediğini göstermektedir. Hiçbir şey görmedim, duymadım, bilmiyorum diyen hükümetin bu tavrının diğer bir örneğine, İslami Holdinglere ilişkin sunduğum soru önergesine verdiği yanıtta da tanık olmuştuk. En hafif deyimiyle bir sorumsuzluk ifadesi olan bu tavrın ardında başka nedenler yattığı ihtimali akla gelmektedir. Dava sonunda, Frankfurt`ta mahkeme başkanının `Almanya tarihinin en büyük bağış skandalıyla karşı karşıyayız` ve `Olayın asıl failleri Türkiye`de` demesine neden olan geniş boyutlara rağmen hükümet bu tavrı sergiliyorsa, kaçınılmaz olarak akıllara `Bunun arkasında Türkiye ile ilişkilere zarar vermeme kaygısı mı yatıyor` sorusu gelmektedir` dedi.