Merkel’e Güller

Federal Şansölye Angela Merkel’in pazartesi günü Türkiye ziyareti vesilesiyle bir sıcak hava balonundan atılan güllerle karşılandığı söyleniyor. Gerçekten de Ankara’da Recep Tayyip Erdoğan’ın AKP hükümetinin Berlin’den gelen misafirine kesinlikle büyük şükran borcu var. Merkel’in Türkiye’nin AB üyeliği için kapıyı aralaması bekleniyor. Siyasi takibata u»rayan binlerce kişi demir parmaklıklar ardında kalsalar da, Kıbrıs Cumhuriyeti ile ilişkilerin normale dönmesine karşı engelleme politikası sürse de ve baskı devleti olma yolunda ilerlemeye devam edilse de federal hükümet görüldüğü gibi Ankara ile yeni bir fasıl açıyor. Halbuki Merkel hep Türkiye’nin AB-üyeliğine karşı bilinirdi. Peki şimdi bu dönüşüm neden? Alman sermayesinin bu noktada aktif olunmasına dair ısrarları ağır bastı demekki. Güney Avrupa pazarlarının tümünün çökmesi ışığında, Fransa’nın da yakın zamanda kendini toparlayamayacağı ortadayken, yedek arayışı başladı. Avrupa’yı düştüğü durumdan kurtarmak için Çin, Rusya ve Hindistan tek başına yetmiyor. O zaman da Türkiye’ye kucak açmanın tam zamanıdır.

Orada her ne kadar halen devasa bir cari açık ve borçla finanse edilen bir ekonomik patlamanın muazzam riskleri de olsa, Alman sanayii için tek geçerli olan satış yapacakları 70 milyonu aşkın insandan oluşan pazardır. Ve hükümette olan AKP eline ne geçirebilirse özelleştiriyor. Henüz bir kaç gün önce Raiffeisen International Türk limanlarının özelleştirilmesi ile görevlendirildi. Geçerli olan budur. Böylece Erdoğan şimdi amaçladığı yeni anayasa değişikliği için de Merkel’in desteğini almayı umuyor. Zaten AKP’nin yargıyı kontrolü altına alarak besteci Fazıl Say ve yazar Pınar Selek gibi hükümeti eleştirenlere ya da Kürt siyasetçilerine karşı binlerce dava açmasını sağlayan 2010’daki son anayasa değişikliğini de abartılı bir coşkuyla selamlamış olan federal hükümet, Kürtlere verilen bir kaç sembolik yem karşılığında AKP’nin onlarca yıl boyunca iktidarda kalmasını güvence altına almasını amaçlayan otoriter bir başkanlık sisteminin oluşturulmasının arkasında olacaktır.

Merkel ve Erdoğan’ın bu yeni biraderliği ki, ay başından itibaren NATO-cephe ülkesi Türkiye’nin Almanya’dan federal ordu birlikleri ve raketleri ile sağlanan do»rudan desteklenmesini ve de PKK mensuplarının Türkiye’ye iadesini yo»unlaştırılmasını öngören „teröre karşı ortak mücadele“ ile mühürlenmiş olan bu yeni biraderlik, her iki ülkenin insanlarının aleyhinedir. Bu şeytani antlaşmanın kaybedenleri onlardır. Onlar artık daha çok yoksullu»a, daha çok sömürü ve baskıya mahkumdur. Direnişi birlikte daha güçlü yapmanın tam zamanıdır.

Sol Parti Milletvekili Sevim Dagdelen Federal Meclis Dışişleri Komisyonu Üyesi ve parti meclis grubu uluslararası ilişkiler sözcüsüdür.