Soysal Kararı Almanya’yı köşeye sıkıştırdı
Sol Parti Federal Milletvekili Sevim Dagdelen’in Avrupa Adalet Divanı’nın Soysal Kararı’nın etkileri konusunda hazırladığı soru önergelerinin sonuncusu da yanıtlandı.
Bu konuda daha önce verdiği soru önergesinin 22 Nisan tarihinde yanıtlandığını hatırlatan Dagdelen, "Ancak Federal Hükümet sorularıma kaçamak yanıtlar vermişti. Bu nedenle yeni bir soru önergesi daha vermek zorunda kalmıştım. Şimdi gelen yanıt, Soysal Kararı’nın kapsamını dar tutmaya çalışan Federal Hükümetin iyice köşeye sıkıştığını gösteriyor" dedi.
Dagdelen, Bakanlık Müsteşarı Peter Altmeier’in imzasını taşıyan 10 Haziran 2009 tarihli ve 16/13144 nolu yanıtı şöyle değerlendirdi: “Federal Hükümet yanıtında, kırk dereden su getirmeye devam ediyor. Ancak AB ile Türkiye arasında 1 Ocak 1973’te yürürlü»e giren Ortaklık Sözleşmesi Ek Protokolü’nden önce Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının hizmet sunumundan yararlanmak üzere vizesiz Almanya’ya giriş yapma haklarının bulunduğunu ve üç ayı aşkın süre de bu çerçevede Almanya’da kalabildiklerini kabul etmek zorunda kalıyor. 1965 tarihinde yürürlü»e giren Alman Yabancılar Yasası Uygulama Yönetmeliği’nin 5. maddesinde onlara bu hakkın tanındığını kabul eden Federal Hükümet, ancak dış temsilcilikler için hazırlanmış Vize El Kitabı’nda bu bilgiye yer vermiyor. Bu da hükümetin Soysal Kararı’nı kendi kafasına göre yorumladığını gösteriyor.”
Sevim Dagdelen açıklamasında devamla, “Federal Hükümet, turistlerin ve diğer kesimlerin Soysal Kararı nedeniyle vize muafiyetinden yararlanmalarını engellemek için, hizmet sunumundan yararlanma hakkının Ortaklı Sözleşmesi kapsamına girmediğini söylüyor. Berlin Eyalet Mahkemesi’nin aldığı bir kararı da buna gerekçe gösteriyor. Ama başka mahkemelerin aldığı kararları ve uzman hukukçuların ço»unluğunun savunduğu tersi görüşleri ise hasıraltı ediyor. Örneğin Erding Mahkemesi’nin 29 Nisan 2009 tarihli ve "Ortaklık Sözleşmesi de, ATAD’ın Soysal Kararı da hizmet sunma ve hizmet sunumundan yararlanma ayrımı gözetmiyor" görüşünün yer aldığı kararı, hükümet açısından bir değer taşımıyor. Federal Hükümetten, Soysal Kararı’nı uygulamamak için başvurduğu hukuk cambazlıklarına bir son vermesini talep ediyorum. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına 30 yıldır uygulanan vize zorunluluğunun hukuksal dayanağı yoktur ve bu hukuksuzlu»a son verilmelidir.